Son senelerin tartışılmaz en çok konuşulan oyunu olan, aylarca açık ve kapalı beta sürecinde kalan The Elder Scrolls Online için sonunda sizlere bir inceleme yazısı sunabiliyoruz. Oyun mükemmel detaylara sahip. Her TES oyunu gibi çok fazla kusurları olsa da kendini oynattırmayı biliyor. Yöneticiler illa ki önümüzdeki dönemlerde gelecek olan updatelerle sorunlara bir son getirecektir. İşte The Elder Scrolls Online İnceleme yazısı.
KARAKTER YARATMA VE OYUNA BAŞLANGIÇ
Hesabınızla giriş yaptığınızda sizi ufak bir demo karşılayacak. “Prophet” yani Kahin’in anlatıcılığını yaptığı girişte Molag Bal’ın hain planından ve sizin rolünüzden az da olsa bahsediliyor.
TES: Online, ana oyunların hikâyesinin tam 1000 yıl öncesinde yaşananları anlatıyor. Tamriel Fatihi Tiber Septim’in kıtayı birlik haline getirmesinden ve İkinci çağı kapatmasından öncesinden bahsediyorum yani. Tamriel bütün olmaktan çok uzakta, taht boş ve tüm ırklar kendi çıkarlarının peşinde… İmparatorluk zayıf ve onun bu durumunu kendi lehine çevirmeye çalışan üç ittifak var. Aldmeri Dominion, The Daggerfall Covenant ve Ebonheart Pact.
Imperial ırkı imparatorluğu temsil ediyor ve oyunda seçilebilir bir ırk olarak bulunmuyor (eğer Imperial Edition almadıysanız). Her ne kadar bir ittifak olarak oyunda bulunmuyor olsalar da hikaye için hayati öneme sahipler.
Zayıf imparatorluğu ele geçirmek isteyen ittifaklara karşı direnemeyecek duruma gelen Imperial ırkı, çareyi Deadric Prens Molag Bal’a diz çökmekte arar. Deadric Prens’lerin en korkuncu ve en kurnazı olan Molag Bal ile anlaşma yaparak (ki kendisini Skyrim’de seslendiren karizmatik abiye selamlarımı yolluyorum) ölüleri yeniden canlandırmayı öğrenirler. Böylece TES dünyasında sıkça karşılaştığımız Necromancer’ların ilk ataları olurlar. Necromancer diyince serinin hayranlarının bir kaşı eminim havaya kalkmıştır. Evet, Solucan Kral bir kez daha bizimle olacak.
Elbette şeytan ile anlaşma yapıyorsanız bedel en ağır, en umulmadık yerden gelir. Molag Bal verdiği gücün karşılığında Tamriel’i ister. Çaresiz Imperial ırkı anlaşmayı yaparken kötü prensin kelime oyununa aldanır: Molag Bal’ın Tamriel yönetmek gibi bir amacı yoktur. Tamriel’i istemek derken aslında kelimenin ilk anlamını kullanmıştır. Böylece de gökyüzünden indirdiği devasa çapalar ile Tamriel’i kendi boyutu ColdHarbor’a doğru çekmeye başlar.
İşte biz tam burada, yine işlerin en sarpa sardığı yerde biz hikayeye dahil oluyoruz. Bir TES geleneği olarak hapishanedeyiz ve sessizce kaderimizi bekliyoruz. “Soulless One”diye çağrılan ruhu Molag Bal tarafından ele geçirilmiş savaşçılardan biriyiz. Ancak hikayenin bundan sonraki kısmı feci spoiler olacağı için sizin kendiniz yaşayıp öğrenmenizde fayda var.
Oyunda ilk etkileşime geldi sıra: Karakter yaratma ekranı. Açıkça belirtmek isterim ki özellikle son iki oyunun konsolvari arayüzlerinden sonra TES: Online daha karakter yaratma bölümünde içimdeki o büyük sıkıntılardan birini aldı. Evet, bu sefer bir PC oyunu oynuyoruz arkadaşlar.
Karakter yaratma menüsü dört bölüme ayrılıyor: Irk, Sınıf, Vücut ve Yüz.
Oyunda, klasik TES serisinden aşina olduğumuz dokuz ırk bizleri bekliyor. Dokuz ırkımız ise üç fraksiyona bölünmüş durumdalar:
Daggerfall Covenant: Breton, Orc, Redguard
Aldmeri Dominion: High Elf, Wood Elf, Khajiit
Ebonheart Pact: Argonian, Dark Elf, Nord
Imperial Edition satın alanların en büyük farkı işte bu menüde ortaya çıkıyor. Eğer bu sürüme sahipseniz dokuz ırka ek olarak bir de Imperial ırkını seçme şansına sahip olacaksınız. Diyeceksiniz ki bu haksızlık değil mi? Hem evet, hem hayır. Çünkü oyunun özellikle Skyrim’in getirdiği ile ırklar arasındaki farkları neredeyse tamamen kaldırmış olması ve her ırkın her rolü rahatça oynayabilmesi durumu TES: Online için de geçerli. Yine de zaten para ödediğimiz bir içeriğe daha fazla para ödememizi isteyen sistem pek sevimli durmuyor.
Sınıf sistemi ise oyunumuz bir MMO olduğu için biraz sınırlandırılmış durumda. Dragonknight savaşçı sınıfını temsil ederken, Sorcerer ise ismi gibi büyücüleri temsil ediyor. Nightblade benim favorim olan gizliliğe odaklanmışken, Templar klasik her partinin vazgeçilmezi Healer rolünde.
Beden ve yüz menüleri ise detay konusunda her oyuncuyu mutlu edecek kadar iyi. Karakterimizin simasından bel ölçülerine, ten renginden el ve ayakların boyutuna kadar her şey ile oynayabiliyoruz. Özellikle her kahramanın birbirinden farklı ve gerçekten bize özel olmasını sağlan bu menü takdiri hak ediyor. Skyrim’le sonunda uzaylı olmaktan kurtulan yüzler, Online ile iyice kendini aşıyor, belirtmekte fayda var.
“Must… Open… Every… Container…”
Oyuna başladığımda Coldharbor’da dolanırken bir oyuncunun histerik bir biçimde sürekli bu kelimeleri yazmasına çok gülmüştüm. Elder Scrolls serisinin en büyük özelliklerinden biri olan yağma çılgınlığı MMO seviyesinde de devam ediyor. İnanılmaz bir materyal ve eşya bolluğu var ve daha oyunun başlarında bile tatmin olduğunuzu hissediyorsunuz bu açıdan.
Oyuna başlamak derken, sıra geldi dananın kuyruğuna! Oynanış, oyunun gözüdür, kulağıdır, her şeyidir. TES: Online hep bu yönüyle tartışma konusu oldu. Özellikle Kapalı Beta döneminde yoğun şikayetler ve tonla değişiklik ile şimdiki halini aldı. Peki ama nasıl?
İşte bu sorunun cevabı sizin beklentinizle doğru orantılı olarak değişiyor. TES: Online’ın en büyük amacı klasik TES tecrübesini MMO arenasına taşımak olduğu için tamamen köklerine bağlı bir sistem kullanıyor.
Oyun zar üzerinden ve soğuma sürelerine bağlı skillerinden farklı olarak serinin kendi sistemi olan Magicka ve Stamina’yı kullanıyor. Konuyu açmak gerekirse; kullandığınız yetenekler sürelerle değil o an var olan güç limitiniz ile sınırlanıyor. Ben oyunda okçu bir karakter ile oynuyorum. Silaha bağlı skiller Stamina ile belirleniyor. Sınıfa bağlı skiller ise Magicka kullanıyor.
Düşmana saldırmak ise bildiğimiz TES mantığıyla neredeyse birebir olarak aktarılmış durumda. Faremizin sol tuşuna basarak normal atak, basılı tutarak ise güçlü ataklar yapabiliyoruz. Sağ tuş kullanarak ise gelen saldırıları engelliyoruz.
İşte TES:Online bu noktada birçok akranından ayrılıyor. Saldırılarımız ve kaçınmalarımız bizim vereceğimiz kararlar ile belirleniyor. Size gelen kılıç darbesini blok yaparak zayıflatabileceğiniz gibi sağa veya sola yuvarlanarak da atlatabiliyorsunuz. Bu sistemin en büyük artısı da özellikle PvP arenasında oyuncuların yeteneklerini daha ön plana çıkartabiliyor olması.
Madalyonun diğer yüzünde ise bu sistem bize oyunun zorluğu olarak geri dönüyor. Şimdiden söyleyeyim TES:Online cidden zor bir oyun. Özellikle daha ilk seviyelerde o kadar çok ölüyorsunuz ki bir yerden sonra isyan etmeniz olası. Öldüğümüz zaman üzerimizdeki eşyaların dayanıklılığı düşüyor ve en yakın demircinin yolu tutuyoruz ister istemez… Hazır lafı açılmışken belirtelim bu arada, ölünce iki seçeneğimiz oluyor: Ya en yakın ışınlanma noktasından ya da (Soul Gem’iniz varsa) bulunduğumuz yerden tekrar doğabiliyoruz. Ruhları toplamaya başlayın derim o yüzden…
Diğer bir kötü durum ise, özellikle PvP savaşlarında canımızı yakabilecek gecikme sorunu. Oyundaki hareketlerimizi gerçek zamanlı belirlediğimiz için yaşanacak en ufak bir gecikme bile direk ölüm anlamına gelebiliyor.
Oyunda iki adet sunucu buluyor, Avrupa ve Kuzey Amerika. Mega Server denilen, birçok kişinin delilik olarak gördüğü bir sistem kullanan ESO, bütün oyuncuları tek bir sunucuda toplama amacıyla yola çıkmıştı. Ben garip bir kararla Amerika sunucusunda oyunu oynuyorum ve ilk günlerde yaşanması muhtemel görünen Lag sorununun şu anda esamesi okunmuyor. İnanılmaz yoğunluk olan büyük şehirlerde bile bu sorunla karşılaşmadım. Aslında devasa Tamriel’i düşününce bu sistemin işlemesi çok zor görünmüyor. Ancak yine de oyun resmi çıkışını gerçekleştirdikten sonraki yoğunlukla tekrar bir değerlendirmeye almak gerek sunucu durumunu…
Harita çok büyük, sadece %20 lik kısmı açık olmasına rağmen çok büyük. Bu %20 lik bölümün ise dört bölgeye ayrıldığını düşünürsek, ESO’nun devasa kelimesinin hakkını verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
O GÖREV BENİM, DİĞER GÖREV BENİM… BÜTÜN GÖREVLER BENİM!
Oyunda seviye sistemi şu an 50 olarak sınırlandırılmış durumda. İleride yeni gelecek içerikler ile birlikte maksimum seviyenin bunun üzerine çıkmasını öngörmek hiç de zor değil. Seviye atlamada en büyük yardımcımız ise elbette ki oyun dünyasına yayılmış olan görevler.
ESO’nun belki de eleştirilemeyecek tek yönü görev sistemi olmuş. Arada ufat tefek getir-götür işleri olsa da genel olarak hepsi anlamı ve amacı olan hikayelerden oluşuyor. Yapmaya başladığınız görev, bir anda dallanıp budaklanıp başka hikayelere referans bile olabiliyor.
Görevleri almak ise çok basit. Haritada belli bölgelerde siyah renkli oklar çıkıyor. Okun gösterdiği NPC’ye gidiyoruz ve yeni görevimize başlıyoruz. Diyalogların oldukça iyi yazıldığını da söylemem gerek… Cidden oturup görevin hikayesini dinlemek, öğrenmek istiyorsunuz. Yine TES geleneğinden ötürü bazen seçimler yapmamız da bekleniyor ve bazı görevlerin kaderini bu şekilde değiştirebiliyoruz.
Seviye atlamanın en kolay yollarından biri de partide olmak. Parti ile beraber hareket ettiğimizde hem görevimizi hızlıca bitiriyoruz, hem de fazladan tecrübe puanı kazanıyoruz. Görev bölgelerinde bizim gibi birçok oyuncu aynı amaçla toplandığından parti kurmak veya katılmak çok kolay olmuş. Parti olarak takılmak istemiyorsanız bile cümbür cemaat olduğunuz için hep bir topluluk içerisinde olduğunuz hissini de koruyor oyun.
Parti arama durumu da yine oldukça kullanışlı bir arayüz ile destekleniyor. Parti bulmak/kurmak istediğiniz alanı seçip rolleri belirtiyorsunuz ve parti arıyorsunuz.
Benim şu ana kadar yaptığım görevlerde genel olarak bölgede 10-15 civarında oyuncu bulunuyordu. Bu ESO için sevindirici bir durum gibi görünüyor fakat ortada ufak bir ilizyon var. Oyun başlayalı daha iki gün oldu ve genel olarak oyuncular aşağı yukarı aynı seviyedeler. Eğer ilerleyen zamanlarda görev bölgelerinde oyuncu kalmazsa ve yeni oyuncular parti kurmada zorluk çekmeye başlarlarsa, işte o zaman oyunun görev sistemi büyük bir darbe alır. O yüzden görev sistemine ne kadar hayran kalsam da ilüzyona kanmamak gerektiği kanaatindeyim.
Görevler dışında partinizle zindanlara dalabilir, etrafta boş boş gezebilir veya en önemlisi Cyrodiil’e gidebilirsiniz. ESO’da koca bir ülke PvP alanı olmuş durumda. Şu an genel olarak klanlar gang takımları kuruyorlar ve savaş alanında birbirlerini pusuya düşürmeye çalışıyorlar. PvP’nin iyice oturması için oyunun normal çıkışını yapması şart. Ayrıca oyuncular şu an genel olarak item ve seviye derdinde olduklarından Tamriel’in kralı olmayı kısa bir süreliğine ertelemiş durumdalar.
Cyrodiil haritası bugüne kadarki en büyük ve en detaylı PvP alanı olabilir. Alanı baştan başa dolaşmak bile yaklaşık 40 dakikanızı alıyor. Haritaya girebilecek oyuncu sayısı için 2000 kişiyle sınırlandırılmış. Gerçi bir saniye! 2000 kişi aynı anda aynı yerde savaşıyorlar! Bu cidden korkunç ötesi bir rakam.
Bölgede çeşitli görevleri yaparak, diğer oyuncuları katlederek Alliance puanı kazanıyoruz. Bu puanlarımızı PvP alanı için hayati önem taşıyan savaş gereçlerine, ve bölgelere yatırım olarak kullanıyoruz. Belli şehirler kalelerle korunuyor ve kale hangi ittifağın elindeyse o bölgede onların borusu ötüyor. Kendi kalelerimize veya çevredeki kamp noktalarına ışınlanabilseniz de haritaya atsız girmeyin derim. Cyrodiil tabanvay için fazla büyük.
Hiç durmak bilmeyen bir savaştan bahsediyorum. Tamriel tahtı için Cyrodiil’in hakimi olmak gerekiyor ve bunun yolu akıllı, kurnaz stratejilerden geçiyor. Yine belirtmek isterim ki bahsettiğim PvP savaş dışında başka bir arena modu henüz oyunda bulunmuyor. Bu ana savaş her daim oyuncuyu oyalayacak olsa da bir süre sonra tekrara giriyor ve bunalma ihtimaliniz doğuyor. Zenimax’in yeni modlar, içerikler getirmesi kesinlikle şart.
Tüm bunları yapıp seviye atlayınca ne oluyor diye socaksınız. Sorar mısınız lütfen? Bekliyorum…
Çok ilginç bir şekilde bir sonraki seviyeye geçiyorsunuz. Size bir adet stat ve bir adet skill puanı veriliyor. Karakterlerin Ultimate yetenekleri 12. seviyede açılıyor. Skillerimiz onları kullandıkça kendi içlerinde de seviye atlıyorlar ve 3. seviyelerinden sonra onları morp edebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse ben zehir saldırımı daha fazla hasar veya daha fazla zamana bağlı etki olarak değiştirebiliyorum. Bu yönden skill ve stat sistemi gerçekten çok başarılı olmuş.
GRAFİK, GRAFİK DEDİM BAK NE OLDU ŞİMDİ?
Geneksel Bethesda BugFest’e hoş geldiniz arkadaşlar. Her TES oyunu gibi ESO da bu durumdan nasibini fazlasıyla almış durumda. Hani birbiri içine geçen oyuncular mı dersiniz, ortadan kaybolan NPC’ler mi istersiniz, yoksa tam can alıcı yerde oyundan şutlanmak mı dersiniz…
Yahu kapıdan çıktım göreve gideceğim, ilerleyemiyorum. Başka bir oyuncunun karakterinin içine geçtim öylece kalakaldım. Ne o hareket edebiliyor ne de ben. Bu nasıl bir iştir deyip çareyi re-log yapmakta bulduk.
Ne derseniz deyin ama ben iyi şey demeyeceğim. Sevgili Zenimax, oyun o kadar süre kapalı beta sürecine alındı. Hatta açık beta bile geldi. Bizden bir sürü rapor istedin, düzelteceğim dedin. Söz verdin. Fakat, sözünde duramamışsın besbelli. Oyunun batarsa işte bu hatalardan batacak benden söylemesi. Online oyunda bu kadar bug ve hata kabul edilecek iş değil. Kesinlikle sunucuyu baştan sona elden geçirmen gerekiyor. Tamam biz sana geri dönüş yaparız ama artık amacımız bu değil ki. Biz Beta Tester değil oyuncuyuz. Ve inan ki on oyuncu birden görev yerinde olmayan bir NPC’yi bekliyorsa işler ters gidecek demektir. O güzelim puanlarının çoğunu hatalarından, kabul edilemez kusurlarından kaybettin, benden söylemesi. Hatta aramızda kalsın Ceyda bu konu hakkında çok kötü sözler söyledi. Ben bile savunamadım.
Gerçi savunacak bir yanı da yok. Kesinlikle hataların oyundan hızlı bir biçimde temizlenmesi gerekiyor. Artık gönüllü mod yapımcıları yok, biz ESO’ya aylık ücret verecek müşterileriz bir bakıma ve kaliteli hizmet beklemek en büyük hakkımız.
Eğer hataları bir kenara bırakırsak, ESO’nun grafikleri gerçekten çok iyi bir seviyede. Bir online oyun için ciddi sistem ihtiyaçları istediğini belirteyim. Evet, müthiş işlenmiş bir Tamriel var fakat onu gerçekten görebilmek için sağlam bir PC şart olmuş. Onun dışında oyun dünyasını oluşturan her bir parça özenle işlenmiş. Morrowind’de oynarken -gerçekten- Morrowind’de olduğunuzu hissediyorsunuz. Arkadan efsanevi TES soundtrack’leri size eşlik ediyor ve oyun olmuş diyorsunuz. En azından o atmosferi yaşatmak konusunda Zenimax’in sağlam iş çıkarttığını rahatlıkla söyleyebilirim.
EH, NEREDE KALMIŞTIK? TAMRIEL ELBETTE!
Oyunu kısa bir süredir oynuyorum. Birçok şey gördüm ve çok daha fazlasını henüz görme şansına erişemedim. Ben yazının başında belirttiğim gibi büyük bir TES hayranıyımdır. Oyunun başarısını istesem de belli sorunlar yüzünden The Old Republic ile aynı kaderi paylaşması muhtemel görünüyor. Bu sadece bir ihtimal. Eh, iş gidip gelip Bethesda markasına dayanıyor. Eğer oyunu gerçekten oynamayı düşünüyorsanız, isme güvenmeniz gerekiyor. Oyuna sahip olmak için önce bir 60 doları gözden çıkarmalısınız. Orada sorun yoksa da aylık olarak 14.99 Dolar/12.99 Euro ödemeye razı gelmelisiniz. ESO sizden ciddi rakamlar istiyor ve bunun karşılığını sonuna kadar vereceğini söylüyor. Eh, karşılığını veremezlerse bundan 5 ay sonra kendilerini Free2Play arenaya bekleriz.
ESO harika bir oyun, diğer TES oyundarı gibi. Ama tıpkı onlar gibi fazla kusurlu, fazla kirli. Zenimax insanların sorunlarını halledip, oyunla sürekli ilgilenmek, bu sayede oyuncu ilgisini zirvede tutmak zorunda. Yoksa kim o devasa evrende macera peşinde koşmak istemez ki?